İ️klim değişikliği, Türkiye’de sanayi sektörünün sürdürülebilirliğini her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Bu zorluklar, aynı zamanda doğal tehlike kaynaklı endüstriyel risklerin ve kazaların artmasına neden oluyor. Ancak, sektörün iklim değişikliğine uyum konusundaki farkındalığı ve çabaları henüz başlangıç düzeyinde.
Sanayi, doğal kaynak tüketimi, atıklar ve kirletici maddeler yoluyla çevre üzerinde büyük baskı oluşturuyor. Küresel düzenlemelere rağmen, sanayi kaynaklı kirliliğin sosyal maliyetleri ve dışsallıkları, insan sağlığı, ekosistemler ve altyapı üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Birçok şirket, su kıtlığı gibi iklim risklerini belirleyip analiz etse de, kapsamlı uyum stratejileri geliştirmekte zorlanıyor.
Ancak iklim değişikliğine uyum sağlamak, aynı zamanda birçok fırsat sunuyor:
▪️Riski azaltma ve yönetme yeteneği
▪️Sürdürülebilirlik sağlama
▪️Mali faydalar ve yeni gelir akışları
▪️Mevcut ve gelecekteki müşteri beklentilerinin karşılanması
▪️Rekabet avantajı
Özellikle iklim riskleriyle başa çıkabilmek için sektörel politikaların, akıllı su yönetiminin ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi kritik önem taşıyor. Ayrıca, iş dünyasının iklim değişikliğine uyum çabalarına stratejik katılımı ve kamu finansmanı akışlarına erişim de büyük fırsatlar sunuyor.
Kaynak: T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı – İklim Değişikliği Başkanlığı – İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI (2024-2030)