OECD’nin yayınladığı “Su Kıtlığının Ekonomisi” başlıklı raporu, su kaynaklarının gün geçtikçe tükenmesinin yaratacağı önemli sonuçları ve potansiyel çözüm noktalarını ortaya koyuyor.
Su Kıtlığının Ekonomisi raporu, su kıtlığını ikiye ayırmaktadır: mutlak su kıtlığı, su talebinin mevcut su kaynaklarını aştığı durumları ifade ederken, ekonomik su kıtlığı, suya erişimdeki temel engelin yetersiz altyapı veya hizmetler olduğu durumları tanımlar.
Raporda ele alınan önemli noktalar şu şekilde:
▪️Su talebinin yönetimi konusunda uygulanabilecek yöntemler su kıtlığına karşı etkilidir. Fiyatlandırmalar, bilinçlendirme faaliyetleri, gelişmiş teknolojiler kullanma gibi çözümler suya talebin yönetilmesinde yardımcı olabilir.
▪️Su arzını artırmak da su kıtlığı karşısında alınabilecek önemli tedbirlerdendir. Suyun yeniden kullanımı, arıtılmış atık su ve doğa temelli çözümler (NbS) gibi alternatif su kaynakları birçok fayda sunar.
▪️Su kıtlığını yönetmek için güçlü su tahsis rejimleri oluşturmak, ekonomik, çevresel ve sosyal açıdan su kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasını sağlar. OECD, etkili bir su tahsis rejiminin iki temel özelliğe sahip olması gerektiğini vurgular: ortalama ve aşırı koşullarda iyi performans göstermeli ve değişen koşullara en az maliyetle uyum sağlayabilmelidir.